............................ Yağmur'un masalları..............................


25 Ekim 2010 Pazartesi

Ayşe ve Elif

Bir zamanlar 2 çocuk varmış.Bu çocukların adı Elif ile Ayşe.Eilf ve Ayşe nin aileleri hep çalışırmış.Onlara park sözü verilir ve o söz iş dolayasıyla gidilmezmiş .Ayşe ve Elif bunlara çok üzülürmüş.Bu anne babalar bir gün bir araya gelip onlara süpriz yapıp onlara söz vererek parka götürmüşler.Hep birlikte parkta oyun oynamışlar.Çok eğlenmişler.Sonra Elif kayıp olmuş.Ayşe bunu sonradan fark etmiş.Sonra onu aramaya annesinden ve babasından gizline kaçmış.Ayşe Elif kadar saf değilmiş.Arkasından mısırları dökmüş.Ama Ayşe fark etmeden bir kuş o mısırları gizlice teker teker yemiş.Ayşe Elif i bulmuş.Ayşe ve Elif çok mutlu olmuşlar.Eve dönmek için arkalarını döndüklerinde birde ne görsünler arkalarında hiç mısır yok.İkiside çok korkmuşlar.Sonra anne babaları onların olmadıklarını fark etmişler.Onları aramaya çıkmışlar.Anneler arkalarından yaprak dökmüşler.Ama babalar bunları bilmiyorlarmış ve yapraklarla futbol oynamaya başlamışlar.Çocukları bulmuşlar.Arkalarını dönerken yapraklar yok diye söylenmişler.Babalar bundan dolayı özür dilemişler.Bir peri ortaya çıkmış ve onları parka geri götürmüş ve hafızalarını silmişler.Hepsi parka geri dönmüş ve bu sefer hepsi ne oldu değip bu sefer hepsi parkta oyun oynamaya başlayıp çok eylenmişler.Bu sefer anne babalar işlerini daha fazla erteleyip onlarla daha çok oynayıp eylenmişler.Herkes harika bir şekilde yaşamış.

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Evini Özleyen Tilki

Bir zamanlar bir tilki varmış. O tilki çok güzel ve modern bir evde yaşıyormuş.Tıpkı bir şato gibi.Tilki eskiden çok mutluymuş.Peki ama şimdi.Evden kaçıp dışardaki Dünya'yı tanımak istiyormuş.Etrafta başka tilkiler görüp eylendiklerini görüyormuş.O da böyle bir hayat istiyormuş.Ama dışarıdaki hayat onun uyum sağlayamayacağı kadar zor.Diğer tilkiler buna alışık.Ama bu onu bilmiyor.Bir gün sahibi camı açtığında ev tilkisi bunu gördü.Önce bunun yalnış bir karar olabileceğini düşündü.Ama sonra bunun bir fırsat olduğunu anladı ve evden hemencecik kaçtı.Önce dışarıdaki mis gibi kokuyu kokladı.Sonra biraz gezmeye karar verdi.Ne kadar heyecanlıydı bilemezsiniz.Ama yaptığıda teklikeliydi.Etrafı gezdikten sonra diğer tilkilerle oyun oynamak istedi.Başka tilkiler aramaya başladı.Tilkiler onun yabancı olduklarını hemen anladı.Onun aslında şatodan olduğunu biliyorlardı.Bu yüzden onunla oynamak yerine harika bir şatoda yaşamak nasıl bir şey diye sordular.Şatodaki tilki biraz iyi biraz sıkıcı dedi.Sonra da bunlar yerine oyun oynasak ne dersiniz dedi. Onlar bunu istemeyince hemen çekip gitti.Aslında birazda acıkmıştı.evini aramaya başladı.Ama bulamadı kayıp olmuştu.Sonra bir patika gördü onu takip etti ve böylece evini buldu.Sahibi onun için çok korkmuştu.onu görünce de çok sevindi.Şapşal tilkimiz de bir daha sahibine sormadan evden kaçmayacağına söz verdi.Evinide çok özlemişti.

17 Nisan 2010 Cumartesi

Minik Kuş

Bir zamanlar ufacık minicik bir kuş varmış.Bütün arkadaşları ona cüce dermiş.Minik kuş bundan hiç memnun değilmiş.Hemen büyümek istiyormuş.Ama bu okadarda mümkün değilmiş.Oysa ki bütün dersleri çok iyiymiş.Bütün öğretmenleri onu çok seviyormuş.Akşam uyurken rüya görmeye başlamış.Rüyasında ağlayarak etrafta gezerken
 bir peri görmüş.Peri:
-Ne istersin  benden. demiş.Minik kuş.
-Ben sadece büyümek istiyorum.demiş.Peri onun bu dileğini gerçekleştirmiş.Artık arkadaşları gibi büyük olmuş.Arkadaşları onu böyle görünce çok şaşırmışlar.Onunla bir süre oynamaya başlamışlar.Sonra minik kuş kendiyle herkesten büyük olduğu için övünmeye başlamış.Arkadaşları onunla oynamayı bırakmışlar.Minik kuş buna biraz üzülmüş:
-Neden hala benimle oynamıyorlar.demiş.Birden peri gelmiş ve:
-Kendinle övündüğün için seninle oynamayı bıraktılar.demiş.Minik kuş:
-Ama bu doğru ben onlardan büyüğüm.demiş.Peri:
-Ama kendinle övünmeni sevmediler.demiş.Minik kuş yine üzülmüş ve o zaman uykudan kalkmış.Minik kuş o zaman küçük olmanın o kadar kötü olmadığını anlamıştı.Büyük olmak diğer arkadaşlarımın benle iyi geçineceği anlamına gelmez dedi ve uyumaya devam etti.Ertesi sabah okulda yine herkes ona cüce demeye devam ediyordu.Minik kuş evet ben bir cüce kadar küçüğüm ve bunda gurur duyuyuyorum dedi.Zaten elinde sonunda büyüyeceğim dedi ve artık derslerine odaklanmaya devam etti.

8 Nisan 2010 Perşembe

Kendini Beğenmiş Çocuk

Bir zamanlar kendini beğenmiş bir çocuk varmış.Kendisiyle sürekli aynada konuşurmuş:
-Harikayım!
-Kimse benim harikalığımı geçemez.diye.Bazende aynanın karşısında komik hareketler yaparmış.Sonrada gülermiş.Bir gün cama çıkan bir gazeteci onun yaptığı hareketleri çekip onları basmış.Kendini beğenmiş çocuk sabahın gastesini aldığında kendini hiç bir şey okumadan görmüş ve:
-Harika olduğum için beni gazateye basmışlar.demiş.Çocuk okula giderken herkes ona gülüyormuş.Çocuk ne olduğunu anlamamış.Arkadaşı ona gazeteyi göstermiş.Çocuk ah anladım demiş.Arkadaşı sevinmiş.Çocuk:
-Harika yüzümü gördüler ve buna çok sevindiler.demiş.Arkadaşı:
-Yazı!Yazıyı oku.demiş.Kendini beğenmiş cocuk yazıyı okuyunca gözlerine inanamamış ve:
-Bu da ne böyle!
-Bunları kim çekti ve yazdı.demiş.Arkadaşı:
-Bilmem ki belki bir gazeteci camınıza gelip gizli gizli çekmiştir.demiş.Kendini beğenmiş çocuk:
-Sen yaptın değil mi?demiş.Çocuk:
-Evet ben bir gazeteciyim.demiş.
-Babam bana gazetecilik öğretiyor.Kendini beğenmiş çocuk:
-Ama neden beni yaptın.demiş.Arkadaşı:
-Sen kendini beğendiğin için bende senden harika bir haber yapabileceğimi düşündüm ve oldu da.demiş.Kendini beğenmiş çocuk ta kendini beğenmişliğin böyle sorunlar açabildiği için bir daha kendini çok beğenmemiş ve aynanın karşısına geçipde komik harketler yapmamış.

4 Nisan 2010 Pazar

Sihirli Dolap

Bir zamanlar sihirli bir dolap varmış.Bu dolabı bir çocuk almış.Dolaba giysilerini koyduktan sonra annesinin:
-Hadi yemek hazır gelin.dediğini duymuş.Hemen yemek sofrasına koşmuş.Annesi o sofraya geldiğinde.
-Giysilerini yıkadın mı? demiş.Sihirli dolap onun giysilerini yıkıyormuş.Çocuk geldiğinde yani giysilerini yıkamaya geldiğinde bir de ne görsün giysiler yıkanmış.Çocuk çok şaşırmuş.Annesi odaya geldiğinde çocuk ona olup biteni anlatmak istememiş.Dolabın içine başka bir giysi koymuş ve bir yere saklanmış.Dolap onu yıkamaya başlamış.Çocuk şok olmuş.Artık bütüm giysilerini dolap yıkıyormuş.Annesinin bundan hala hiç haberi yokmuş.Bir gün çocuk elbiselerini dolabına koyup dolapta onu yıkarken annesi onu görmüş.Annesi ilk önce şok olmuş.Sonra çocuğa çok ama çok kızmış.Çocuk ne yapacağını bilememiş.Annesine en sonunda gerceği anlatması gerektiğini anlamış.Zaten başka seçeniyide yokmuş.Annesi yine ona kızmış ama doğruyu söylediği için onunla gurur duyuyormuş.Ona:
-Ama yinede cezalısın.demiş.Çocuk bunu hakketmiş.Bir dahada annesinden bir şey gizlememeiş.Elinde sonunda ortaya çıkacakmış zaten.

1 Nisan 2010 Perşembe

Zengin Çocuk

Bir zamanlar çok ama çok zengin olan bir aile varmış.O ailenin çocuğu kendisiyle sürekli övünürmüş.Herkes onun bu tavrını hiç beyenmezmiş.Çünkü çok gıcık olduğunu düşünürlermiş.Bir gün zengin çocuk:
-Ha ha ha benim sizden daha fazla param var.
-İstediğim kadar harcayıp istediğim kadar şey alabiliğrim.
-Varmı benim gibi zengini.deyip dururmuş.Diğerleri onu çok kıskanırmış.Zengin çocuk onları kıskandırmayı çok severmiş.Kendini kral gibi görüyormuş.Çocuklar hep birbirlerine:
-Keşke biz de zengin olabilsek.
-Bizimde zengin olmaya hakkımız var.demişler hep bir ağızdan.Sonra her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.Çocuklardan biri zengin çocuğu bularak:
-Senin paranla bizi kıskandırmaya hiç hakkın yok.
-Üstelik biz senden daha mutluyuz.
-Çünkü bizim aile ve babamız her zaman bizi sevip bizle ilgileniyor.
-Ya senin anne ve baban.
-Senle hiç ilgilenmiyorlar.
-Sürekli işleri oluyor.
-O yüzden senden daha mutluyuz demiş.Zengin çocuk buna biraz üzülmüş Çocuk:
- Bizim ne hissetiğimizi anlamışsındır.demiş.Zengin çocuk:
-Evet.
-Dersimi aldım.
-Çok özür dilerim demiş.Hepsi çok mutlu olmuşlar.Zengin çocukta başkalarını kıskandırmayacağına söz vermiş.Hep birlikte oyun oynamışlar.

23 Mart 2010 Salı

Ben Kimim?


Bir gün bir çocuk hep hayeller kurarmış.Sonra hayeller kurduğu için insan olduğunu unutmuş.Birisinden yardım alıp  kim olup olmadığını aramaya başlamış.Sessiz sessiz hipopotamlarım yanına gitmiş ve   hemen üstüne atlamış.Böylece hipopotamlar ona saldırıp hücum etmişler.Onlardan kaçıp kurtulmuş.Başka hayvanlara gittikten sonra insan olduğunu tüylerinin olmamasından anlamış ve çok güzel bunun partisini yapmışlar.Çocukta biraz olsa da o kadar hayal kurmanın zararlı olduğunu anlamıştı.

22 Mart 2010 Pazartesi

Doğum Günü Kızı


Bir zamanlar Aslı adında bir kızın doğum günü varmış.Ama aslında doğum gününü kutlamak istemiyormuş.Annesi bunu hiç sevmiyormuş.Çünkü Aslı'nın doğum günü partisini kutlaması ve her bir kişinin doğum gününü kutlaması gerektiğine inanıyormuş.Annesiyle tartışmayı sevmezmiş.Bir gün:
-Off anne doğum günü falan istemiyorum.
Annesi:
-Ama bir gün bile olsa kutlaman gerek.dermiş.Bu kavga hiç bitmezmiş.Bir gün Aslı dayanamayıp:
-Off tamam doğum günü yapacağım demiş.Aslında Aslı doğum günü partilerine gitmeyi ve kutlamayı çok severmiş.Aslında tek sorunu arkadaşlarının ona:
-Doğum günün çok berbattı.deyip onunla alay etmeleriymiş.
Aslı doğum günü geldiğinde çok ıyiydı.Arkadaşları eve gelince Aslı biraz tedirgin oldu.Doğum günü diğerleri açısından çok iyi geçmişti.Doğum günü bittiğinde herkes Aslı'ya:
-Aslı harika bir doğum günü partisi hazırlamışsın dediler.Aslı buna çok sevindi.Annesi de çok mutlu oldu Aslı da her doğum gününü kutlamaya karar verdi.Hepsi mutlu bir hayat yaşadılar.

Köpek

Bir gün bir köpeğe sürekli Köpek diye hitap ederlemiş.Köpek bundan çok sıkılmış ve kazmaya başlamış.Düşünmüş ki belki kazarsam bana Kazma derler diye düşünmüş.Ama ona hala Köpek demişler.Köpek yine düşünmüş ve havlamaya başlamış.Hav... hav... hav..diye.Ama bu da işe yaramamış.Ona hala Köpek demeye devam etmişler.Köpek en son anda pes etmiş ve bir kenara oturmuş.Sahibi onu böyle sakin görünce onun adını Karabaş koymaya karar vermiş.Sahibi ona Karabaş gel dediğinde Köpek acaba kimle konuşuyor demiş ve düşünmüş.Sonra etrafta kimse olmadığına göre o kendisi olmalıymış.Köpek çok sevinmiş ama ne yapıpta sahibi onun adını değiştirmiş.Köpek bunu anlamasa bile iyi bir şey yapmıştır mutlaka sahibi adını değiştirdiğine göre.Köpek yine çok sevinmiş ve sahibiyle mutlu bir hayat yaşamışlar.Köpek yani yeni adıyla Karabaş uslu ve sakin olmanın önemini anlamış.

21 Mart 2010 Pazar

Tonton ile Kelebek



Bir gün Tonton banyo yapıp dışarı çıkmış.Gezerken aniden çamura düşmüş.
Tonton:
-İmdat bana yardım edin.Diye bağırıyormuş.Ama aslında çamur bir bataklıkmış.Tonton bunu fark edince daha da telaşlanmış.Sonra ortaya bir kelebek çıkmış.:
Kelebek:
-Korkma ben seni hemen kurtarırım.Demiş.
Tonton:
-Sen mi? sen en ufak karıncayı bile kurtaramazsın.Demiş.Kelebek bunu duyunca çok üzülmüş ama yinede onu kurtarmaya çalışmış ve kurtarmış da.
Tonton
:-Çok teşekkür ederim sana borcumu nasıl ödeyebilirim.Demiş.
Kelebek:
-Önemli değil.Birilerini kurtarmak beni mutlu eder ama ben biraz kırıldım senin bana söylediklerrinden.Demiş.
Tonton andan özür dilemiş ve ona evini açmış.Hep birlikte güzel bir hayat yaşamışlar.Tonton da hem küçük bir canlının bile büyük işler başarabileceğini anlamıştı hem de başkalarıyla alay edilmemesi gerektiğini ve sonra belki bundan pişman olunucağını öğrenmişti.

20 Mart 2010 Cumartesi

Hikayelerimi bekleyin!